Adil Olana Giden Yol, Kararlılıkla Başlar.
Her adımda sizin yanınızdayız!

Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanma: Hukuki Süreç ve Yargıtay Kararları

Türk Medeni Kanunu, boşanma sebeplerini düzenlerken, aile birliğinin korunmasını ve eşlerin haklarını gözetmeyi amaçlamaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 165. maddesi, akıl hastalığı nedeniyle boşanma koşullarını belirlemektedir. Bu yazıda, akıl hastalığı nedeniyle boşanmanın hukuki çerçevesi, gerekli şartlar ve Yargıtay kararları üzerinde durulacaktır.

1. Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanma

Türk Medeni Kanunu'na göre, akıl hastalığı nedeniyle boşanma davası açabilmek için bazı şartların birlikte var olması gerekmektedir. Bu şartlar şunlardır:

1.1. Akıl Hastalığının Evlilik Sırasında Varlığı

Boşanma davası açıldığında, eşin akıl hastası olması gerekmektedir. Bu hastalığın ne zaman başladığı önemli değildir; önemli olan, davanın açıldığı sırada eşin akıl hastası olmasıdır.

1.2. İyileşme İmkanının Olmadığının Resmi Sağlık Kurulu Tarafından Tespiti

Akıl hastalığının iyileşme imkânının bulunmadığı, resmi bir sağlık kurulu raporuyla tespit edilmelidir. Bu rapor, boşanma davası sırasında alınmalı ve hastalığın akıl hastalığı olduğu ile iyileşme imkânının olmadığına dair net bir değerlendirme içermelidir. Akıl hastalığı geçici ise veya tedavi edilebiliyorsa, bu durum boşanma sebebi olarak kabul edilmez. Örneğin, şizofreni veya paranoya gibi hastalıklar, iyileşme olanağı olmayan akıl hastalıkları arasında yer almaktadır.

1.3. Ortak Hayatın Diğer Eş İçin Çekilmez Hale Gelmesi

Akıl hastalığı nedeniyle ortak hayatın diğer eş için çekilmez hale gelmesi gerekmektedir. Bu durumu tespit edecek olan aile mahkemesi hakimi, resmi sağlık kurulu raporuna dayanarak karar verecektir. Ortak hayatın çekilmez hale geldiği, her türlü delil ve tanıkla ispat edilebilir. Akıl hastalığının dışa yansıyan halleri de mahkemece incelenir.

2. Boşanma Davasında Süreç

Akıl hastalığı sebebine dayanan boşanma davası her zaman açılabilir; bu konuda herhangi bir hak düşürücü süre bulunmamaktadır. Ancak, hastalığın iyileşebilir nitelikte olması, boşanma davasının açılması için bir engel teşkil eder.

3. Yargıtay Kararları

Yargıtay, akıl hastalığı sebebine dayalı boşanma davalarında önemli içtihatlar oluşturmuştur. Bu kararlar, akıl hastalığı bulunan eşin durumu ve boşanma sürecinin nasıl işlediği hakkında önemli bilgiler sunmaktadır.

3.1. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2018 Kararı

Bu kararda, alınan sağlık raporunun, davalının akıl hastalığının geçmesine olanak bulunmadığı yönünde yeterli açıklama içermediği belirtilmiştir. Sağlık kurulu raporunun yetersiz olduğu ve eksik inceleme ile karar verildiği ifade edilmiştir. Mahkemenin, tam teşekküllü bir hastaneden yeni bir rapor alması gerektiği vurgulanmıştır.

3.2. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2023 Kararı

Bu kararda, davalıda "Bipolar Bozukluk" denilen ruhsal hastalığın bulunduğu, hastalığın 20 yıl boyunca devam ettiği ve iyileşme olanağının bulunmadığı belirtilmiştir. Mahkeme, her iki koşulun da gerçekleştiğine ve boşanma davasının kabul edilmesi gerektiğine karar vermiştir. Bu durum, akıl hastalığının boşanma davasında nasıl bir rol oynadığını ve Yargıtay'ın konuya yaklaşımını göstermektedir.

4. Sonuç

Akıl hastalığı nedeniyle boşanma, Türk Medeni Kanunu'nda belirli şartlara bağlı olarak düzenlenmiştir. Eşlerden birinin akıl hastalığına sahip olması, hastalığın iyileşme imkânının bulunmadığı resmi bir raporla tespit edilmesi ve ortak hayatın diğer eş için çekilmez hale gelmesi gerekmektedir. Yargıtay kararları, bu konudaki hukuki çerçevenin netleşmesine yardımcı olmaktadır.

Akıl hastalığı sebebiyle boşanma davası açmak isteyen bireylerin, hukuki danışmanlık alarak süreci doğru bir şekilde yönetmeleri önerilmektedir. Bu, hem hukuki haklarının korunması hem de boşanma sürecinin daha sağlıklı bir şekilde yürütülmesi açısından önemlidir.